NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ أَبِي
شُعَيْبٍ الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرُ بْنُ
مُعَاوِيَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
تَذْبَحُوا
إِلَّا
مُسِنَّةً
إِلَّا أَنْ
يَعْسُرَ عَلَيْكُمْ
فَتَذْبَحُوا
جَذَعَةً
مِنْ الضَّأْنِ
Cabir'den demiştir
ki:"Resûlullah (S.A.V.):
"Bir yıllık
hayvan'dan başkasını kesmeyiniz. Ancak (böylesini bulmak) size güç gelirse, o
başka bu durumda (altı aylık) bir koyun yavrusu kesiverin."
İzah:
Müslim, edâhi; Nesaî,
dahaya; İbn Mâce, edâhi; Ahmed b. Hanbel, III-312-327.
Müsinne: Sözlükte,
yıllanmış anlamına gelir. Âlimlerin itti-fakla kabul ettiğine göre, bu
kelimeyle devenin beş yılını bitirmiş olanı kast edilir. Sığırın müsinne
yayılabilmesi için tmam Malik'e göre üç yaşını bitirip dört yaşma girmiş
olması gerekirken cumhur ulemaya göre, iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş
olması gerekir.
Koyun cinsinin müsinne
sayılabilmrsi için, bir yaşını bitirip iki yaşına girmesinin yeterli olduğunda
alimlerin tümü ittifak etmişlerdir.
Âlimlerin çoğuna göre;
bu mevzuda keçi cinsinin de koyun cinsi gibi olduğu kabul edilir. Şafiî
âlimleri; "Keçinin müsinne sayılabilmesi için en az iki yaşını bitirip üç
yaşına girmiş olması gerekir" demişlerdir.
Hadis-i şerifte
"mecbur kalmadıkça müsinne" olmayan hayvanları kesmek yasaklandığına
göre deve, sığır ve koyun cinslerinin kurban edilebilmeleri için, en az
kendilerinin "müsinne: yaşlı" ismini aldıkları çağa girmiş olmaları
gerekir.
Yine cumhur ulemanın
ittifakla kabul ettiklerine göre; bu mevzuda camız, sığır cinsinin, keçi de,
davar cinsinin hükmüne tabidir.
Sözü geçen hayvanlardan
bu çağa gelmiş bir hayvanı bulmak mümkün olmazsa, altı ayını doldurup yedinci
aya giren ve bir yaşını dolduran koyunlar arasına katıldığı zaman dış
görünüşüyle onlardan farkı olmayan, gösterişli bir kuzunun da kurban
edilebileceği, yine mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte ifade
edilmektedir.
Kurbanlık hayvanları
bulmakta güçlükle karşılaşıldığı zaman müsinne olma şartı aranmadan
kesilebilmek sadece koyunlara mahsustur. Bunların dışındaki semiz hayvanlar
gösterişli de olsalar "müsinne" sayılacakları çağa gelmeden kurban
edilemezler.Hadis-i şerifte bu mevzudaki ruhsat sadece koyun cinsine
verilmiştir.
Âlimler hangi hayvanı
kurban etmenin daha faziletli olacağı meselesinde de ayrılığa düşmüşlerdir.
Âlimlerin bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde Özetlemek mümkündür:
1. Hanefi alimlerine
göre; kurban edilmek istenen iki hayvan, et ve kıymet bakımından eşitse
hangisinin eti daha lezzetli ise, o hayvanı kurban etmek daha faziletlidir.
Eğer etleri lezzet bakımından eşit olursa o zaman kıymet ya da et bakımından
hangisi daha fazla ise onu kurban etmek daha faziletlidir. Bu esastan hareket
eden Hanefi âlimleri, koç ile koyunun kıymet ve et bakımından eşit olmaları
halinde, koçun koyuna kıymet ve et bakımından bir sığıra eşit olan besili bir
koyunun sığıra ve yine böyle semiz bir koyunun kıymet ve et bakımından eşit
olduğu bir deveye tercih edileceğini söylemişlerdir.
Keçi, sığır ve
develerin erkekleri ile dişileri kıymetçe eşit olurlarsa bunların herbirinin
dişisini kurban etmenin erkeğini kurban etmekten daha faziletlidir. Ibn
Vehban, hayaları buruk teke kurban etmenin dişi keçi kurban etmekten daha
faziletli olduğunu söylemiştir.[Dürrü'l-Muhtar el Haskefî V-226-227
(el-udhiye).]
2. İmam Malik'e göre;
koyun kurban etmek diğer hayvanları kurban etmekten daha faziletlidir. Çünkü
koyun eti diğer hayvanların etinden daha lezzetlidir. Delili ise kurban olarak
koçu seçtiğini ifade eden 2792, 2793, 2794, 2796 numaralı hadislerdir.
Yine îmam Malik'e göre;
koyundan sonra en faziletli kurbanlık keçi, sonra sığır, sonra devedir.
Bunların kendi erkekleri, kendi dişilerinden daha faziletlidir.
3. Şafiî ve Hanbelilere
göre; kurban edilmesi en faziletli olan hayvan devedir. Sonra sığır sonra
koyun, sonra da keçi gelir. Bir deve kurban etmenin yedi veya on kişiye bir
sığır kurban etmenin ise yedi kişiye koyun kurban etmenin sadece bir kişiye
yetmesi bunu açıkça ortaya koyar.
Ayrıca 351 numaralı
hadis-i şerif de bu görüşlerinin doğruluğuna delil olarak gösterirler.